Bizi Biz Yapan Şeyler
Nerede doğacağımız, annemiz, babamız, akrabalarımız, dünyaya getirilmek vb. birçok şey bizim dışımızda karşımıza gelen, seçim şansımız olmayan olgulardı hayatımızda. Peki bilseydik bu kadar sorumluluk alacağımızı ve dünyanın nasıl bir yer olduğunu bize söyleselerdi önceden acaba gelmek ister miydik? Deli sorular farkındayım ama biraz düşünmek gerek…

Çocukluk yaşlarımızdan itibaren bizi biz yapan tercihlerimizi yapmaya başlıyoruz. Çocukken daha basit olan bu seçimler yaş aldıkça sorumluluk gerektiren zor seçimler olmaya başlıyordu. Giderek zorlaşıyordu her şey. Yaşamayı seçmek de bir tercih sayılırdı aslında. Yaşamına son vermeyi seçenleri düşünürsek hayatın getirdiği tüm tercihleri reddederek, sorumluluğunu ortadan kaldırıyor, kolay yolu seçiyordu. Tüm hayatımız bir seçimdi ve asıl ‘BEN’ i ortaya çıkaran şey de yaptığımız seçimlerdi. İşimizi, eşimizi, yaşadığımız yeri ve hayatımızdaki tercih ettiğimiz diğer tüm şeyler bizim hayatımızda ‘SAHİP OLDUĞUMUZ DEĞER’ i gösteriyordu. Mutlu ya da mutsuz olmak, yaptığımız bu seçimlerin bir sonucuydu. Peki doğru tercihleri nasıl yapacaktık? Neye göre? En başta insan kendini tanımayı seçmeli. (Kendini tanımak da bir seçimdir.) Kimiz? Hayatta önemsediğimiz, değer yüklediğimiz şeyler nelerdir? Bu değerleri belirlemede edindiğimiz veriler yeterli midir? Yeterli değilse bu verileri toplamak için neye ihtiyacımız var? İşte tüm bu soruların cevaplarını kendimize verdiğimizde doğru tercihleri yapmaya başlayacağız aslında. Örnek vermek gerekirse; kötü olmanın ve iyi olmanın yöntemini bilen bir kişi, iyi olmayı tercih ediyorsa iyi biri olduğunu gösterir, ama kötülüğün yöntemini bilmediği için iyi olmayı seçen bir kişi, belki de bilseydi kötülüğü seçecekti. Tüm verileri bilerek yapılan seçimler, öz ile yapılan seçimlerdir. Çoğu insanın korktuğu şey sahip olduğu konfor alanından çıkma hissi. Mutlu da olsa mutsuz da olsa o konfor alanında kendini güvende hissetmesi aslında. Bu alandan çıkmaya cesaret edemediği için de hayatında belki de onu daha mutlu edecek diğer seçeneklere izin vermiyordu. Yeni başlangıçları, yeni fırsatları ve yeni bir hayatı reddediyordu. Belirli olmayan şeyler stres yaratıyordu. Belki de şöyle demeli; “En fazla ne olabilir?” başladığın yere geri dönersin. En azından denemiş olur doğru tercih olmadığını görürsün. Tersi de olabilir, belki de mutlu bir hayatın açık olan kapılarını, kafamızı gömdüğümüz kumdan çıkarınca göreceksin. Gelecekten, bilinmeyenden korkmak her zaman esirliktir. Ruhunu özgür bırakmalı insan. Şans vermeli, denemeli, mutluluğu aramalı… Bulduğunda da sahip çıkmalı.
“İyi şeyler inandığında, daha iyi şeyler sabrettiğinde, en iyi şeyler vazgeçmediğinde gelir.” (La Edri)
25/10/2020 14:13