Sevdikleriniz Taşa Dönüşmeden...

Hiçbir zaman uç hayaller peşinde koşmadım, hayallerim vardı elbette ve gerçekleştirebileceğim kadar makul şeylerdi hepsi. En başta sevilmeyi istemiştim ve ona baktığım zaman neymişim, neredeymişim umurumda olmayacak kadar da sevmek aslında.
Kimine göre bu uç bir istek olabilir tabi, hep derler 'kimse kimseyi bu kadar sevemez.' Mümkün derdim ve bana göre de mümkündü bu. Eeee seviliyorduk, seviyorduk ya hissetme kısmı... Hisler karşıya geçmiyorsa işte orada sıkıntı başlıyor. Sevmek yeterli değil ya da sadece sevilmek, önemli olan bunu hissetmek ve hissettirebilmek. Tek taraflı da olmuyor ben seviyorum hayırrr! Bu da yeterli değil. Geveze'nin de dediği gibi sevdiğiniz kişinin hayatında kalabalık olmaktan başka bir şey olmuyor bu. Boş yere kalabalık olmak...
Müthiş Psikoloji adında, sevme kusurlarını anlatan bir kitap okumuştum. Sevginin karşı tarafla bir ilgisi yoktur sizin sevginiz sizinle alakalıdır karşılık beklenmemeli diyordu. Hayırrrr bence sevginin bir karşılığı olmalı, yoksa platonik olur, üzücü olur. Bir deney var bilenler vardır mutlaka; iki bardağa bir miktar pirinç koyup, üzerini iki parmak geçecek kadar su ve birinci bardağa her gün sevdiğimizi söyleyip, diğerine de her gün nefret ettiğimizi söylediğimizde 20 gün sonra sevdiğimizi söylediğimiz bardaktaki pirinçler filizlenirken diğer bardaktaki pirinçler taşa dönüşür.
Ve diyorum ki lütfen 'Sevdikleriniz taşa dönüşmeden gösterin bunu. Zor değil sevmiyorsanız ve hissetmiyorsanız da bırakın kimsenin hayatında kalabalık oluşturmayın.'