UMUT ETMEK
Hayatımızın bazı dönemlerinde yolunda gitmeyen birçok şey çıkar karşımıza. Çabalarız, çırpınırız ve tüm uğraşlarımıza rağmen yoluna koyamayız işte…Umutsuzluğa kapılır, isyan bayraklarını çekeriz… “Neden bu kadar zor olmak zorunda hayat?” diye sorarız ama biliriz ki cevabı yoktur. Zordur işte, akışına bırakmak gerek…
Aslında ağaçlar gibiyiz. Umutsuzluğa kapıldığımız o kötü zamanlarda tek tek döküyoruz sararan yapraklarımızı. Bir bakıyoruz sadece kuru dallarımız kalmış. Zannediyoruz ki her şey bitti. Soğuk zor kış günleri kuru dallarımızla geçip gidiyor. Ve bakıyoruz bahar gelmiş, filizlenmeye başlıyor dallarımız, yeniden taze yapraklar çıkartıyor, yenileniyoruz. İşte bunun adı “umut” … Ve yeşeren dallarımıza şarkı söyleyen neşeli kuşlar konuyor, umut daha da çoğalıyor ruhumuzda.
Hepimiz inişli çıkışlı hayatlar yaşıyoruz. Radikal kararlar almamız gereken, hayatımızın gidişatını tümden değiştirmemiz gereken zamanlardan geçiyoruz bazen. Önemli olan inişe geçtiğimiz anların geçici olduğunu hatırlamak ve umutsuzluğa düşmemek… Kocaman evrende kapladığımız alan sadece bir toz tanesi kadar aslında ve milyarlarca insan arasında bizimle aynı ya da daha kötüsünü yaşayan birçok insan… Yalnız olmadığını bilmek bile umut etmek için bir sebep. Hep derim “insan kendi sınırlarını dünyanın sonu zanneder.” Kendi acısı da kendine büyük gelir.
Olmayana değil, olana odaklanmalı. Gözle görülür, kalple hissedilir güzel ne varsa hayatımızda, bu umutsuz zamanlarda onlara sarılmalı, en azından şükran duyacağımız şeyleri hatırlamalı. Umut varsa korkma… Bu duygu bile yaşamaya sebep…
